SOSYAL BİLİMLERDE ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ SOSYOLOJİK YÖNTEMDE KLASİK
28 Slides121.90 KB
SOSYAL BİLİMLERDE ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ SOSYOLOJİK YÖNTEMDE KLASİK VE YENİ DÖNEM TARTIŞMALARI
19. Yüzyılda sosyal bilimlerin doğa bilimleri gibi bilim olup olmadığı tartışılmaya başlanmış Bilim ise hangi yöntemlerin uygulanacağı tartışılagelmiştir.
Pozitivist yaklaşım Yorumlayıcı yaklaşım Eleştirel yaklaşım Feminist yaklaşım Postmodern yaklaşım
POZİTİVİST YAKLAŞIM Doğal olgularla toplumsal olgular arasında bir süreklilik olduğunu, ikisinde de doğal bir belirlenimin söz konusu olduğunu savunur. Doğal bir toplum modeline dayanır Sosyal bilimin amacı toplumsal olgular arasındaki nedensel ilişkileri ortaya koyarak olguları açıklamak, toplumsal yaşamı düzenleyen genel geçer yasaları ortaya koymak ve bu yasalara dayanarak toplumsal olgular hakkında tahminde bulunmak, böylece toplumsal olguları kontrol altına almaktır
POZİTİVİST YAKLAŞIM Toplumsal gerçeklik dış dünyada bireylerin istek ve iradelerinden bağımsız olarak mevcut olan bir gerçekliktir Bu gerçeğe ancak nedensel açıklamaya dayalı bilimsel yöntemle ulaşılabilir Yaygın kanının bilimde yeri yoktur Bilim değerlerden tamamen bağımsızdır Pozitivist yaklaşıma göre toplumsal gerçeklik rastlantısal değildir, bir kalıbı ve düzeni vardır
POZİTİVİST YAKLAŞIM Auguste Comte 19 yy.da yöntemsel açıdan doğa bilimleri ile sosyal bilimlerin birliğini savunmuştur. Doğanın ve toplumun ortak bir mantıksal temel ve ortak ilkelere sahip olduğunu savunur. Sosyolojik pozitivizmin kurucusudur İnsanlar toplumsal gerçekliği değiştiremezler ama bilim sayesinde bu gerçekliğin temelindeki yasaları keşfederek, toplumsal denetimi olanaklı hale getirebilirler Ampirizmin deney, gözlem ve karşılaştırmadan oluşan yöntemine tarihsel yöntemi eklemiştir.
POZİTİVİST YAKLAŞIM Comte’a göre sosyoloji ikiye ayrılır. Toplumsal statik – Herhangi bir sistemin parçaları arasındaki ilişkileri yöneten, bir arada var olma yasalarını araştıran alandır- karşılaştırmalı yöntemi kullanır Toplumsal dinamik- Herhangi bir sistemdeki değişimin art arda sıralanışının yasalarını araştıran alan tarihsel yöntemi kullanır.
POZİTİVİST YAKLAŞIM Emile Durkheim da yöntemsel açıdan doğa bilimlerine yakın bir bilim anlayışı benimsemiştir. Toplumsal olgularında şeyler gibi nesneler gibi ele alınması gerektiğini savunmuştur. Sosyolojik Yöntemin Kuralları (1895) Durkheim’a göre sosyolojinin araştırma nesnesi toplumsal olgulardır.
POZİTİVİST YAKLAŞIM Toplumsal olgu, insan ilişkileri sonucunda oluşsa de bireylerin bilinçleri dışında var olan, bireylere indirgenemeyecek nitelikte olan ve kendilerini bireylere zorla kabul ettiren olgulardır. Örneğin; dil, din, evlilik, boşanma, ordu, aile, devlet, işsizlik, suç vs. Toplumsal olgular nesne değildirler ama nesne gibi dışarıdan incelenmelidirler Bir toplumsal olgu ancak başka bir toplumsal olguya dayanarak açıklanabilir Toplumsal olgular hem Nedensel hem de İşlevselolarak incelenmelidir Deneysel yöntem yerine dolaylı deneyleme (karşılaştırma)& eş anlı değişiklikler yöntemi
POZİTİVİST YAKLAŞIM Duyularımız bilimsel bilgiye ulaşmanın temel araçlarıdır Bilimsel bilgiler duyumlar ve deneyimler sonucu elde edilirler Doğa bilimleri ve sosyal bilimlerin elde ettiği bilgiler gözlemlenebilir, deneyimlenebilir Bilimsel bilgiler olgularla sınırlıdır Bilimsel yöntem tektir Olgular bireyin dışında ve üzerinde bir gerçekliğe sahiptir Bilimsel araştırmalarda araştırmacı değer yargılarından arınmalıdır Bilimsel bilgi diğer bilgi türlerine göre daha geçerli ve güvenilirdir.
POZİTİVİST YAKLAŞIM Güçlü yönü: Sosyolojinin bilim olarak kurulması ve toplumsal gerçekliğin nesne olarak açıklanması Zayıf Yönü: İnsanları ve toplumsal gerçekliği sayısal, istatisitki verilere indirgeyerek insan davranışları ile ilgili yasa benzeri öngörü ve önermelerde bulunmasıdır.
YORUMLAYICI YAKLAŞIM Doğal değil, sembolik toplum modeline dayanır - Toplumsal gerçeklik anlamlı insan eylemleri tarafından oluşturulur. Toplumsal eylemler anlamlı oldukları için de nesnelermiş gibi ele alınarak açıklanamazlar. Bireylerin toplumsal gerçekliği anlamlı toplumsal eylemleri ile nasıl oluşturduklarını, önce anlamaya, sonra da açıklamaya çalışan bir yaklaşımdır.
YORUMLAYICI YAKLAŞIM Wilhelm Dilthey (1833-1911) Doğa bilimleri açıklamaya, Tin (kültür) bilimleri ise insanın yaratıp içinde yaşadığı tarihsel/toplumsal kültürel gerçekliği anlamaya dayalıdır. Tin bilimleri anlamacı, yorumlamacı, hermeneutik bilimlerdir. Dilthey’in bu ikili ayrımı Yorumlayıcı sosyal bilim yaklaşımının temel dayanağıdır. Pozitivizme önemli eleştiriler getiren yaklaşımı yorumlayıcı yaklaşımın gelişiminde önemlidir.
YORUMLAYICI YAKLAŞIM Max Weber (1864-1920) Açıklayıcı, ampirik ve anlayıcı bir yaklaşım inşa etmiştir Weber’e göre iki tür nedensellik vardır. Tarihsel nedensellik, tekrarlanmasa da tarihte bir noktada, bir defaya mahsus bir nedensellik Sosyolojik nedensellik ise tekrar edebilecek bir deseni işaret eder
YORUMLAYICI YAKLAŞIM Weber iki tür anlamadan bahseder Anında/doğrudan gözlem yoluyla anlama Nedensel anlama, insanların toplumsal eylemleri yapma nedenlerinin arkasındaki asıl sebeplerin anlaşılması çok önemlidir.
YORUMLAYICI YAKLAŞIM Weber anlamadan sonra bir Yöntemsel araç olarak ideal tipleri oluşturmuştur İdeal tipler olguların mükemmel halleri değildir, sadece olguları anlayabilmek için kullanılan metodolojik araçlardır. Tarihsel ideal tip Toplumsal ideal tip Eylem tipleri
YORUMLAYICI YAKLAŞIM Toplumsal gerçeklik: Bireylerden bağımsız olarak dışarıda mevcut, belirli nedensel yasalarla belirlenen keşfedilmeyi bekleyen bir gerçeklik olarak görmez. İnsanlar etkileşim sürecinde sembolleri kullanarak kendileri için anlamlı bir toplumsal dünya kurarlar Toplumsal gerçeklik, öznel, göreceli ve devamlı değişen yorumlamalardan oluşur Bu nedenle açıklamaya dayalı yöntemler yerine anlamaya dayalı yöntemlerle incelenmesi gereken bir gerçekliktir.
YORUMLAYICI YAKLAŞIM Bilim, anlamlı insan eylemlerinden oluşan toplumsal gerçekliği anlamayı amaçlar Bilim, yaygın kanıdan ayrılamaz Yorumlayıcı yaklaşıma göre bilimde değerlerden arınmak tam anlamıyla nesnel olmak mümkün değildir Yorumlayıcı yaklaşım bütün değerlere aynı mesafede durur, herhangi bir değer kümesini benimsemez
YORUMLAYICI YAKLAŞIM Sosyal bilimin amacı, toplumsal gerçekliği içinde üretildiği anlam bağlamında anlamaktır İnsanlar etkileşim içerisindeki toplumsal varlıklardır Gerçeklik toplumsal olarak inşa edilir İnsanlar pasif alıcılar değildir, özgür iradelerini kullanan öznelerdir Bilimsel bilgi diğer bilgi biçimlerinden farklıdır ama daha iyi, daha geçerli, daha güvenilir değildir Sosyal bilimsel kanıtlar bağlama özgüdür, genellenebilir nitelikte değildir Sosyal bilimin değer konularına karşı izafi, göreli olması yani bütün değer biçimlerine karşı eşit mesafede olması gerekir.
YORUMLAYICI YAKLAŞIM Güçlü yönü: Anlamlarla yüklü olan toplumsal eylemlerin, yalnızca doğa bilimsel yöntemlerle açıklanamayacağını , sosyolojide anlama yönteminin de kullanılması gerektiğini savunması, sosyolojik yöntemin özgün bir şeklide gelişiminde önemli bir katkıdır. Zayıf Yönü: Toplumsal gerçekliği neredeyse herkese göre değişen, son derece öznel bir gerçeklik olarak ele alması, bilimde nesnellik açısından eleştirilir
ELEŞTİREL YAKLAŞIM Karl Marx en önemli temsilcisi Marx’tan sonra geliştirilen Yapısalcılık Batı Marksistleri tarafından kurulan Frankfurt Okulunda geliştirilen Eleştirel Teori ile de bağlantılıdır.
ELEŞTİREL YAKLAŞIM «Gerçeği belirleyen insanların bilinci değildir, tersine insanların bilincini belirleyen toplumsal gerçekliktir» Tarihsel Materyalizm: İnsan toplumlarını anlamak için önce insanların ürünleri üretmelerinin maddi koşullarını yani üretmenin ekonomisini anlamak gerekir. Sonra da bu üretimin maddi koşullarının tarihsel gelişimini incelemek gerekir Bu Marx’ın tarihsel materyalist görüşünü yansıtmaktadır Marx’a göre, toplumsal tarih diyalektik bir süreç izler, her üretim biçimi kendi içinde taşıdığı çelişkiler tarafından başka bir üretim biçimine dönüşür.
ELEŞTİREL YAKLAŞIM Toplumsal gerçeklik: Yalnızca analiz etmekle kalmaz değerlendirmeci bir bakış açısıyla ele alır -keşfedilebilir niteliktedir, ama gözlemle keşfedilmesi kolay olmayan Çok katmanlı Çelişkili, paradoksal ve çatışmacı Görünen değil, görünenin ardında olandır Toplumsal gerçeklikle ilgili bilgiler mitler ve yanılsamalar ile örtülmüş durumdadır.
ELEŞTİREL YAKLAŞIM Sosyal bilim toplumsal gerçekliğin üzerindeki bu örtüleri kaldırarak görünenin ardındakini ortaya çıkarmalıdır Yaygın kanı, ise görünenin ardındaki gerçekliğin ortaya çıkmasını engelleyen bir işleve sahiptir. Bu nedenle eleştirel yaklaşım yaygın kanıyı yanlış bilinç olarak eleştirerek bilimden ayırır. Bilimin değerden arınmasının mümkün olamayacağını savunur ancak her değere eşit mesafede durmaz, değerleri doğru ve yanlış olarak ayırır.
ELEŞTİREL YAKLAŞIM Toplumsal gerçekliğin birden fazla katmanı vardır Sosyal bilimin amacı insanı özgürleştirmek ve yetkinleştirmek için görünenin ardında saklı olanı ortaya çıkarmaktır. Bilimsel bilgi mükemmel değildir ama yanlış bilince karşı savaşabilir Tüm kanıtlar kurama bağlıdır ve bazı kuramlar daha derindeki kanıt türlerini açığa çıkarır Toplumsal gerçeklik ve onun incelenmesi zorunlu olarak ahlaki-politik bir boyut içerir. Ahlaki-politik konumlar insanın özgürlüğünü ve iktidarını geliştirmede eşitsizdir.
ELEŞTİREL YAKLAŞIM Toplumsal gerçekliği değerlendirmeci bir bakış açısıyla eleştirmeye çalışması ve her bilimin belli bir değere sahip olması gerektiğini savunması, toplumsal yaşamda bireylerin nesnel toplumsal konumları ve çıkarları hakkında yanlış bilince sahip olmalarına neden olan gizli yapıların açığa çıkarılması açısından oldukça önemli bir katkı Nesnel ve bilimsel olan bilgi ile ideolojik olan bilginin birbirinden nasıl ayrılacağı konusunda muğlak olması, ikna edici olmayan niteliktedir. Marx’ın da kendi yaklaşımını bilimsel diğerlerini ideolojik olarak görmesi, pozitivizm ile benzer bir tutumdur.
FEMİNİST YAKLAŞIM Mevcut erkek egemen bilimsel anlayış tarafsız değildir, kullanılan temel kavramlar bile önyargılı ve erkek egemen bir zihniyetin ürünüdür Araştırmacılar Feminist bir değer konumuna sahip olmak Varsayımlar, kavramlar ve araştırma problemlerinde cinsiyetçiliğin reddi Araştırmacıyla inceledikleri arasında empati kurulması Cinsiyet ve iktidar ilişkilerinin toplumsal yaşamın tüm alanlarına nasıl nüfuz ettiğinin gösterilmesi, duyarlılık geliştiriilmesi Araştırmacının kişisel duygu ve düşüncelerinin araştırma sürecine dahil etmesi İnsan deneyiminin duygusallık ve karşılıklı bağımlılık boyutlarının tanınması Kişisel ve toplumsal değişimi kolaylaştırmayı hedefleyen eyleme dönük araştırmalar yapılmalıdır
POSTMODERN YAKLAŞIM Her birey diğerlerinden farklı olduğu için tüm insanları içine alacak genel geçerli bilimsel yasalar ortaya konulamaz Bilgiye ulaşmanın çok farklı yol ve yöntemleri olabileceğini ve pozitivist anlamda olgunun bilgisine ulaşmak bu yollardan sadece birisidir Mutlak gerçeklik yoktur, var olan gerçeklik insanlara kurgulanarak sunulan imgeler, semboller, işaretler, söylemler, diller ve imajlardan ibarettir. Bu nedenle gerçekliği hiçbir şekilde tüm çıplaklığı ile göremeyiz